Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'den öğrenerek; üç ayların evvelinde sık sık yapmış olduğumuz, "Ya Rabbi, Recep ve Şaban aylarını bizlere mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır" duamızın kabulü olarak eriştiğimiz; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azat olma nimetinin bahşedildiği on bir ayın sultanı Ramazan ayına bizleri ulaştıran Rabbimize hamdü senalar olsun.
Her konuda olduğu gibi Ramazan ayını ifa etmede de bize önderlik ve örneklik teşkil eden Peygamberimize salat ve selâm olsun.
Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle "Kur'an'ın indirildiği", Efendimizin (s.a.s.) ifadesiyle de "gündüzünü oruç, gecesini kıyam/teravih namazı ile geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı", cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapatıldığı, asi şeytanların zincirlendiği pek mübarek bir aydır.
Ramazan ayı yaklaşık iki milyar Müslüman'ın, yalnızca inandığı ve mükâfatını Allah'tan beklediği için on bir aylık düzenini değiştirdiği, nebevî tavsiye doğrultusunda sahura kalktığı ve bu vaktin bereketinden istifade ettiği, yine akşam ezanına kadar oruca engel teşkil eden yeme, içme başta olmak üzere her türlü beşeri ihtiyaçtan soyunduğu, insanın adeta yemeye, içmeye ve diğer insani duygulara ihtiyacı olmayan melekler gibi melekleştiği, bütün yıl boyunca internet, televizyon vb. yayınlar nedeniyle maruz kaldığı karamsarlık ve umutsuzluğun ardından, başta bedenin özgürleşmesi olmak üzere ruhun temizlendiği ve nurla dolduğu müstesna bir zaman dilimidir.
Bizlere düşen, ise rahmetiyle bereketiyle gelen bu mübarek aydan azami derecede istifade etmek, bu sağanak rahmet yağmurundan mahrum olmamak, sevgili Peygamberimizin ifadesiyle Allah katında en makbul olan "az/öz ancak devamlı ibadet" bilinciyle hareket etmek ve bu ayda indirilen yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i bol bol okumak, okuduklarımızı anlamaya çalışmak ve hayatımıza yansıtmak ve bunun neticesinde dünya ve ahiret saadetini kazanmaktır..
Unutulmamalıdır ki Ramazan orucu tek tek tutulur, ancak Ramazan ayı topluca idrak edilir. Bu bağlamda yetimlerin, fakirlerin, muhtaçların, yalnızların, yaşlıların unutulmaması, iftar sofralarımıza davet edilmeleri, yapacağımız yardımlarda ihtiyaç sahiplerinin doğru tespit edilmesi ve esen yel gibi cömert olunması, bu ayın herkes için beklenen, özlenen ve dolu dolu geçirilen bir zaman dilimi olmasına vesile olacaktır.
Son olarak, lütfen çocuklarımızı sahur vaktinde kaldırıp, belki de yıllarca öğretmeye çalışacağımız dini hakikatlerin bu zaman diliminde onlara ihsan edileceğini unutmadan; ve yine onları katıldığımız mukabelelere ve teravih namazlarına götürerek, toplumsal bilinçlerinin ve toplumla bütünleşmelerinin sağlanmasına katkıda bulunan bu ibadetlere eşlik etmelerini teşvik edelim; çocuklarımızı sahur vaktinin bereketinden ve diğer manevi lezzetlerden mahrum etmeyelim.
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayınızı tebrik eder, bu mübarek ayın başta ülkemiz olmak üzere İslam alemi ve insanlığın huzur ve barışına vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim.