30.03.2017

Huzur İçin Huzura Durma Vakti: ÜÇ AYLAR

Alemleri yaratan, yeryüzünü sayısız ve çeşitli nimetleri ile donatan, insanoğlunu arzın üzerinde halife kılan Allah (cc) ‘ye sonsuz hamd ve senalar, peygamber efendimiz (sav)’e selam olsun. 29 Mart 2017 Çarşamba gününden itibaren Üçaylar’a girmiş, 30 Mart Perşembeyi Cuma'ya bağlayan gece REGAİB Kandilini idrak etmiş olacağız. Ramazan ayının müjdecisi, üç ayların ilk mübarek gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesi Regaip gecesidir.

İçerisinde mübarek gün ve gecelerin bizleri karşıladığı, peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’ in dünyayı şereflendirdiği 1446. yıl münasebetiyle Kutlu doğum haftasının da bereketlendirdiği mübarek üç aylar, rahmetin, merhametin, mağfiretin sağanak sağanak  mü’minleri kuşattığı, imanın, ihlasın ve ihsanın doruklara yükseldiği, ihya edenlerin tövbelerinin kabul ve makbul edildiği, başı rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennemden  azat olmak olan,  Ramazanı Şerif’e kavuşulduğu mübarek üç aylara bir kez  daha girmiş bulunmaktayız.

Peygamberimiz (sav)’in  “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin” (Ebu Davut; Tirmizi) hadis-i şerifinin ılgıt ılgıt bahar rüzgarı misali islam coğrafyasını, dünyanın dört bir yanında bulunan mazlum Müslümanları, rahmet ve mağfiretin kuşatması hiç şüphesiz çok elzemdir.

            İhya edenlerin rahmetle, hata ve yanlışlarından nedamet duyanların merhametle ıslandığı, paylaşmanın ve yardımlaşmanın doruklara yükseldiği bu mübarek aylarda, hepimiz bir iyiliğin ucundan tutmalıyız ki islam’ın güneşi tüm kainatı aydınlatsın.

Allah (cc) Kur’an-ı kerimde; İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” buyuruyor

Ekmeğin kıymetini aç olan, suyun kıymetini susuz kalan bilir. Henüz daha ramazan orucu ile vücutlarımızı perhize çekmeden evvel ihlas ve ihsanla nefislerimizi terbiye etmenin yollarına sarılmalıyız. Bu kutlu anlar, su gibi hayat kaynağı olan bir nimetten mahrum bırakılmış  beldelere su kuyuları, aşsız ve ekmeksiz kalmış şehirlere  aş, ekmek,  fakir fukaranın suffası, garip gurabanın sofrası, yurtlarından çıkarılmış masumların umudu olabilsin.

Bu mübarek aylar içerisinde ibadetlerimizle ruhsal arınmayı ve yükselmeyi arzu ederken en büyük toplumsal sorumluluklarımızdan biri olan infakla vicdan ve merhamet duruluğunu muhafaza etmiş bulunuruz

Yüce Rabbimiz “(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Buyururken gece yahut gündüz, açık yada gizliden yaptığımız bütün ibadetlerden haberdar olduğunu, güç yetirilemeyecek sorumlulukların kullarına yüklemeyeceğini, Allah rızasını umarak mal sahibinin malından, ilim erbabının ilminden yaptığı infakın Allaha borç verme gibi düşünmeleri gerektiğini hatırlatıp kullarını tekrar tekrar rahmet ve merhametine kavuşmaya davet ediyor. Bu şekilde gece ve gündüzlerini Allah’ın rızasını kazanma ümidiyle geçirenlerin   Allah yolunda sevdiği şeylerden harcayanların hem bu dünyada hem ahirette iyiliğe kavuşacaklarını buyuruyor. Demek ki Mü’min, gecenin âbidi, gündüzün yiğidi olmaya talip olmalı, bu kutsal gecelerini diriltemeyenlerin mânen ölü sayılacağı da bilinmelidir.

Hiç şüphesiz üç aylar, geçmişin muhasebesini yapmanın, kendimizi öz denetime tabi tutmanın, yapıp-ettiklerimizi yeniden değerlendirmenin, geleceğe yönelik planlar yapmanın, tedbirler almanın, kendimiz, ailemiz, vatanımız, gönül coğrafyamız ve insanlık için ellerimizi açıp, huzur için huzura durup dualar etme vaktidir.

Mübarek üç aylarımızı ve regaib kandili bu temennilerle;   iman, ihlas ve ihsan duyguları ile ihya ve ikame edebilmek ümidi ve duası ile tebrik ediyorum...

 

Turgut ERHAN

Batman il Müftüsü