19.04.2017

EMİN PEYGAMBER (SAV) VE GÜVEN TOPLUMU

Allah (cc) Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim de ‘’Daima Allah’a sığınma ve güvenmeyi, ahlaklı olmayı, herkese iyi muamelede bulunmayı, herkesin iyiliğini istemeyi, özde ve sözde doğru, adaletli, alçak gönüllü, sabırlı, nefsine hakim, ana ve babaya itaatkar, emanetlerine riayet eden, iyiliği emredip kötülükten sakınan, şükür sahibi, hoş görülü ve bağışlayıcı olmayı, yalancılık, hilekarlık, aldatıcılık yapmamayı, hainlik etmemeyi, iftirada bulunmamayı, cimrilik, israf, ihtiras, kıskançlık ve kinden  uzak durmayı, geçim korkusuyla çocukları öldürmemeyi, kan dökmemeyi, zulüme sebep olmamayı, zalimlere yardım etmemeyi, nefis ve şeytanın şerrinden korunmayı, gıybet, dedikodu, içki, kumar, fuhuş gibi her türlü kötülükten uzak durmayı, yapılan iyiliği başa kalkmamayı ve iyiliğe karşı nankörlük etmemeyi’’ emir ve tavsiye ederken, peygamberlerin ahlak ve meziyetleri de hep bu doğrultuda olmuştur.

İnsanların değer yargılarını kaybettiği, haramların her çeşidinin yaşandığı, içkinin, zinanın, adam öldürmenin hiçbir cezai hükmünün olmadığı, kadın bedeninin uğursuz sayıldığı, neredeyse kimsenin kimseye güveninin olmadığı bir ortamda, doğruluğun, dürüstlüğün ve güvenilirliğin nişanesi, “Emin” olarak anılan ve amcasının kervanını ve mallarını güvenli bir şekilde emanet ettiği EMİN BİR GENÇ.

 Hz Hatice’nin muhakkak sana gelen kötü bir şey olamaz, Allah’a yemin ederim ki O seni hiçbir zaman utandırmaz. Çünkü sen akrabana bakarsın, işini görmekten aciz olanların işini görürsün, fakire yardım eder, misafiri ağırlarsın, halka yardım eder, yalan söylemez ve kimseye kötülük etmezsin dediği EMİN BİR EŞ,

Muhammed (sav) bir gecede Mescit-i Haramdan, Mescit-i Aksaya oradan da miraca yükseldiğini söylüyor sen buna ne diyorsun sorusuna, Muhammed (sav) söylüyorsa doğrudur hitabına muhatap EMİN BİR DOST.

Bir evde bir kız çocuğu dünyaya geldiğinde insanların hiddetlerinden yüzlerinin mosmor kesildiği, simaların kararıp dillerin sükuta durduğu, biran evvel uğursuzluk addettikleri bu durumdan kurtulmak için canice yöntemlere başvurulduğu cahiliye Arabistan’ında “ben kız babasıyım” diyerek Zeyneb’ini omuzlarında gezdiren EMİN BİR BABA.

Ebu Talip müşriklerin tekliflerini ‘’Kardeşimin oğlu!.. Kavminin ileri gelenleri bana başvurarak, senin onlara dediklerini bana arz  ettiler. Ne olursun, bana ve kendine acı. İkimizin de altından kalkamayacağımız işleri üzerimize yükleme. Kavminin hoşuna gitmeyen sözleri söylemekten artık vazgeç" diyerek getirdiğinde, ‘’Bu işten vazgeçmem için güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler dahi Allah bu dini üstün kılıncaya kadar veya ben ölünceye kadar vazgeçmeyeceğim’’ diyen EMİN BİR PEYGAMBER.

Peygamberlikten önce henüz  ilahi vahiyle müşerref olmadan, Mekke halkının gönlüne taht kurmuş, erdemli yiğitlerin toplandığı “Hilfu’l-Fudul”da vefakar EMİN BİR ÜYE.

Kabe tamiratında kabilelerin ihtilafa düştükleri, savaş hazırlıklarına başladıkları, uykusuz geceler geçirdikleri, kanla dolu çanaklara parmaklarını batırdıkları bir anda, tüm olumsuzlukları adeta zemzem suyuyla yıkayıp atan, dürüstlüğün ve güvenilirliğin timsali olarak bütün ihtilafları bertaraf ederek hacer’ül-Esvedi yerine koyan EMİN BİR HAKEM.

“Önce en yakın akrabalarını uyar” emri ilahisi gelince,  safa tepsine çıkarak “Ey Kureyş topluluğu, size şu dağın eteğinde veya şu vadide düşman süvarisi var. Üzerinize baskın yapacak desem, bana inanır mısınız?” diye sorunca herkesin elbette inanırız senden bugüne kadar hilafı hakikat bir söz işitmedik diye cevap verilen EMİN BİR AKRABA.

Mekke’den Medine ye hicret izni verilince, Hz. Ali’yi çağırıp şu emanetleri sahiplerine ver diye tembihatta bulunan, evini kuşatıp, öldürme planları yapan, kendisinin canına kastedenlerin emanetlerine hıyanet etmeyen, düşmanın dahi malını emanet ettiği EMİN BİR KOMŞU.

Peygamberliğini duyan komşu ülkelerin başkanlarının hakkında haber almak için Mekke’den gelenleri toplayıp soru yağmurunda tuttuklarında Bizans kralı Hirakl’in şam da “Peygamberlik iddiasında bulunan bu zatın hiç yalan söylediğini duydunuz mu?” sorusuna henüz Müslümanlığı kabul etmemiş olan Ebu Süfyan’ın “Asla yalan söylediğini duymadık” diye cevap vermesi üzerine “İnsanlara yalan söylemeyen Allah’a karşıda yalan söylemez” dedirten böylece düşmanların dahi doğruluk ve eminliğini tasdik ettiği EMİN BİR PEYGAMBER.

Emin bir baba, emin bir eş, emin bir dost, emin bir genç, emin bir akraba, emin bir tacir, emin bir hakem, emin bir komşu, emin bir kumandan, emin peygamber.

Emindi ve  mü’minleri Emin bilirdi. “Mü’min insanların mallarından ve canlarından emin olduğu kişidir” buyuruyordu.

Peygamberimiz (sav)’in vefatından sonra Hz Aişe’ye ‘’Rasulullah’ın ahlakı nasıldı? diye sorulduğunda O şöyle cevap vermişti. ’’Sen hiç  Kur’an okumuyor musun? Rasulullahın ahlakı, Kur’andan ibaretti’’ yine Kerim Kitabımızda  peygamber (sav)’in örnekliği ile ilgili ‘’Andolsun ki: Rasulullahta sizin için , Allah’ı ve ahiret gününü ummakta olanlar, Allah’ı çok zikredenler için, güzel bir imtisal numunesi vardır.’’ Buyurur.

Bugün insanlık küresel ölçekte bir güven bunalımı yaşıyor. Her türlü teknoloji devreye sokulmasına rağmen dünyamızda güven sağlanamıyor. Ahlak ve hukuk tanımayan karanlık ve kuralsız savaşların pençesinde, güvenen ve güvenilen olması gereken İslam coğrafyası üzülerek ifade edelim güvenini kaybediyor. İslam dininin yeryüzüne kazandırmak istediği can emniyeti, mal emniyeti, din emniyeti, akıl emniyeti, nesil emniyeti dahi yara alıyor. Bir tarafta fitne, ihanet ve terör diğer tarafta iftira, yalan ve karalama Müslümanları kasıp kavuruyor.

Vahyi ilahiden önce yaşadığı toplumun güvenini kazanmış bir peygamberin ümmeti olarak, O’nun  doğruluk, dürüstlük ve güven bezeli karakterini benimsemiş, yüksek ahlakını özümsemiş, Kur’an ve Sünnet ’in aydınlattığı yolda, istikamet üzere yürüyen Müslüman bir birey olmak istiyorsak, her şey den önce kendimize “ben güvenilir bir Müslüman mıyım?” nefsi muhasebesini sorarak başlayabilmemiz gerekir. 

Unutulmamalıdır ki güvenilir toplumu, peygamberî güvenilirliği hayatına şiar kılan güvenilir Müslümanlar idame edecektir. Ve biiznillah toplumsal güvenin ilahi vahiy ve Peygamber (sav)’in sünneti ile ikame edildiği aileler, mahalleler, şehir ve ülkelerden  arzın üzerinde yeniden bir nizam sağlayacak Kur’an aşığı peygamber sevdalısı nesiller zuhur edecektir.

Çünkü bizler, İslam’dan önce bireysel güveni cahiliye karanlığının dört bir tarafı kuşattığı bir toplum içerisin de idame etmiş ‘’Rabbim beni terbiye etti, ne güzel etti’’ diyen, Muhammed’ül  Emin olarak anılan, Hz Muhammed (sav)’in ümmeti, ona tebliğ edilen ilahi vahyin emanetçisi, ve tamamlamak üzere gönderildiği ahlakı kıyamete kadar sürekli yükseltmenin  en büyük mirasçılarıyız.

Dünyanın dört bir yanında ki mazlum Müslümanları poyraz misali zulümler kuşatmışken ve tüm İslam coğrafyası ılık bir samyeline muhtaç beklerken, toplumsal güveni inşa edip yeryüzünü imar etmek her Müslümanın insani ve islami görevidir.

                                                                                               Turgut ERHAN

                                                                                            Batman İl Müftüsü