Yüce Rabbimiz’in Sevgili Peygamberimiz
Hz. Muhammed (sav)’e ihsan ettiği mucizelerden biri de İsra ve Mirac
mucizesidir. İsra ve Mirac mucizesinin gerçekleştiği, ilahi rahmet ve
lütuflarla dolu olan ve Receb ayının 27. Gecesinin şahit olduğu “büyük buluşma”,
Salı gününü Çarşamba gecesine bağlayan (yarın) gecedir.
İsra: Peygamberimiz
Hz. Muhammed (as)’in geceleyin Mekke’deki mescid-i Haramdan Kudüs’ deki Mescid-i
Aksa’ ya götürülmesi, Mirac ise Mescid-i Aksa’ dan semaya, oradan da Allah’ın
huzuruna yükselmesidir.
Mirac öncesi Sevgili Peygamberimiz
pek çok sıkıntılı günler geçirmiştir. Mekke müşriklerinin müslümanlar üzerindeki
baskısı, zulmü artmış, ayrıca Peygamberimiz kısa aralıklarla hanımı Hz Hatice
ve amcası Ebu Talib’i kaybetmiştir. İslam’a davet için gittiği Taif’den
taşlanarak geri çevrilmiş, üzüntü ve sıkıntı içerisinde Mekke’ye dönmüştür.
İşte böyle bir ortamda Yüce Allah Peygamberimizi miraca davet etmiştir.
Bu mübarek gece İsra
Suresi’nin ilk ayetinde Şöyle anlatılmaktadır: “Kendisine ayetlerimizden bir
kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan
çevresini bereketlendirdiğimiz mescid-i Aksa’ ya götüren Allah’ın şanı yücedir.
Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir”.
Yüce Mevla;
Her gün yatsı namazından sonra mihrabiye olarak okuduğumuz Bakara Suresi’nin
son iki ayetini bu gece vahyetmiş,
Allah’a şirk koşmayanların cennete gireceğini yine bu gece müjdelemiş, müminin miracı olan beş vakit namazı da bu
gece farz kılmıştır.
Miracın özünde
her türlü kötülükten arınmak, ruhen ve bedenen Allah’a yönelmek ve teslim
olmak, İlahi rahmet ve berekete kavuşmak vardır. Müminin miracı da namazdır. Namaz
Allaha yaklaşmanın yolu, ona yükselmenin basamağı, bütün ibadetlerin özü ve
özeti, Allah’ı sürekli hatırlamanın vesilesidir. Aynı zamanda Namaz, dinin direği,
imanın alameti, amellerin en faziletlisi ve Allah’a en sevimli olandır.
Peygamberimiz miraçta
Allah’ın huzuruna nasıl çıkmış ise Mümin’de namazda doğrudan Allah’ın huzuruna
çıkar ve ona kulluk eder. Mümin’in bu şuurla kıldığı namaz, onun için bir miraçtır. Bundan dolayı Namaz,
tam bir teslimiyetle, huşu ve tevazu içerisinde, Allah’ın büyüklüğü ve yüceliği
karşısında ürpererek, kalbimizi ve bütün varlığımızı O’na bağlayarak
kılınmalıdır. Çünkü kulun Allah’a en yakın olduğu an, secde halidir.
Namazın
ve Miracın özüne ulaşmak, her türlü kötülükten, çirkinlikten nefsimizi
arındırıp kulluk bilincine ulaşarak, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet
etmekle, gönül ve ruh dünyamızda yükseliş ve arınmayı gerçekleştirmekle, ahlaki erdemleri elde etmekle mümkün olur.
Bu kutlu gece de, daha güzel bir dünya
ve daha erdemli bir hayat için dua edelim. Bu duygu ve düşüncelerle miraç
kandilinizi tebrik eder, bu gece de yapılan duaların, bütün insanlığın
hidayetine, kurtuluşuna ve huzuruna vesile olmasını Cenâb-ı Haktan niyaz
ederim.
Turgut ERHAN
Batman İl Müftüsü