Üç Aylar Ve Regaib Kandili
7
Nisan Perşembeyi Cuma'ya bağlayan gece REGAİB Kandilini idrak edip, Cuma
gününden itibaren de Üçaylar’a girmiş olacağız. Ramazan ayının müjdecisi, üç
ayların ilk mübarek gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesi Regaip, Recep ayının
27. Gecesi Miraç, Şaban ayının 15. Gecesi Berat ve Ramazan ayının 27.Gecesi
Kadir Gecesidir.
Üç
Ayların içinde barındırdığı bu gecelerin biz Müslümanlar için ayrı hatıraları
vardır. Bu gecelerde kararan kalplerimizi aydınlatmak, yorgun düşen ruhumuzu tazelemek,
hayatın genel akışı içerisinde unuttuğumuz kulluk borçlarımızı hatırlamak,
yeniden gerek Allah’a gerekse yaratıklara karşı vazife ve sorumluluklarımızı
gözden geçirerek yenilenme fırsatı elde etmek, önümüze serilen bu zaman
dilimlerini iyi değerlendirmek gerekmektedir. Bir taraftan bu tarz bir muhasebe
yaparken diğer taraftan ibadet etmek, Kur’an okumak, Camii ve Mescidlere
koşmak, Allah’ın rahmetinin buram buram yağdığı bu maneviyat ikliminden âzami
istifade etmek gerekir.
Peygamber
Efendimiz (Sav) Recep ayı girdiğinde şöyle dua ederdi: “Allah’ım, Recep ve Şaban ayını
bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır”.(Kenzü’l-Ummâl,1/79) Bizlerde Recep ve Şaban ayı
içerisindeki kutsal zamanları fırsat bilerek Ramazan’ın kokusunu bu aylarda
almaya çalışmalıyız. Aynen Yakup (as)’ın oğlu Yusuf (as)’ın kokusunu çok
ötelerden aldığı gibi…”Şimdi benim şu
gömleğimi götürün, babamın yüzüne koyunda gözü açılsın. Ve bütün ailenizle
birlikte bana gelin. Kervan (Mısır’dan) ayrılıp (Yola koyulunca) babaları
(yanında bulunanlara): ”Eğer bana bunak demezseniz ben Yusuf’umun kokusunu
duyuyorum.”(Yusuf Suresi
93-94.Ayetler) Recep ve Şaban ayının idrak ederken Yusuf (as)’ın
kokusunu alan Yakup (as) gibi Ramazan kokusu alabilmeliyiz.
Allah’ın
fazlının, kereminin, bol ihsanının, mağfiretinin ve bağışının en fazla olduğu
gece olan Regaib Gecesini idrak ederken. Allah’ın bol bol ikramından istifade
edebilmek, gereğince nasiplenebilmek büyük önem arz etmektedir.
Hz.
Muhammed (Sav)’in Hicretten bir süre önce, Allah’ın emri ile Mescidi Haram’dan alınıp,
Mescidi Aksa’ya götürüldüğü, oradan semaları katederek Rabbine yöneltildiği, fevkalade
taltiflere ve manevi hediyelere mazhar olduğu gece olan Miraç Gecesini idrak
ederken, Miraç olayının öncesinde ve sonrasında Hz Peygamber’in ve ashabının
tevhid mücadelesi yolunda katlandıkları eziyet ve sıkıntıları hatırlamak, Rasulullah’ın
örnek hayatını gözden geçirerek, Mü’mine yakışan iman dolu bir ruhla
değerlendirmek gerekir.
Aklanma,
temiz ve suçsuz çıkmak için bir fırsat olan Berat Gecesinde bol bol tövbe ve
istiğfarlarla günahlardan temizlenebilmek, arınabilmek, gecenin manevi değerine
binâen, namaz , Kur’an tilaveti , zikir , tesbih ve istiğfarlarla geçirebilmek,
hayırlı iş ve eylemlere özel önem verip yönelebilmek büyük önem taşımaktadır.
Kur’an
Kerim’de ismen geçen, hakkında müstakil bir sure bulunan, Duhan suresinin
üçüncü ayetinde “Mübarek bir gece”
diye nitelendirilen, kutlu, bereketli ve hayrı bol “bin aydan hayırlı, meleklerin ve Ruh’ul Kudüs’ün indiği, tâ fecre kadar
esenlik dolu bir gece” olan, Kur’an’ın indirildiği Kadir Gecesinde Hz Muhammed
(Sav)’in ifadesiyle “Kim inanarak ve
sadece Allah rızası için Kadir gecesinde kalkarsa (o geceyi ihya
eder,değerlendirirse) geçmiş günahları bağışlanır”.(Buhari, İman 28,Savm 6) buyurduğu gibi, bu
geceyi ihya edebilmek zira “ondan mahrum
olanın çok şeyden mahrum olduğunu” (Müsned,II,
230,285) bilebilmek ve ona göre geceyi geçirebilmek gerekir.
Öz
ifadeyle Mü’min gecenin âbidi, gündüzün yiğidi olmaya talip olmalı, bu kutsal
gecelerini diriltemeyenlerin mânen ölü sayılacağı da bilinmelidir.
Hiç
şüphesiz üç aylar, geçmişin muhasebesini yapmanın, kendimizi öz denetime tâbi
tutmanın, yapıp-ettiklerimizi yeniden değerlendirmenin, geleceğe yönelik
planlar yapmanın, tedbirler almanın vaktidir. İbrahim Ethem’e “Dualarımız niçin
kabul edilmiyor?” denince O’nun verdiği cevabı kendimize soru yapıp sormalıyız:
Ey
Allah’ı tanıyorum ve seviyorum diyen insan! Borçlu olduğun kulluk vazifeni yerine
getirebiliyor musun?
Kitabım
Kur’an’dır diyor okuyorsun. Acaba Kur’an’la amel edip emirlerini yerine getirip
yasaklarından kaçınıyor musun?
Peygamberi
sevdiğini söylüyorsun. O’nun sünnetini, ahlakını yaşıyor musun?
Şeytanın
düşman olduğunu biliyorsun. Fakat uygulamalarında onunla dostluk kurup ona tâbi
oluyor musun, olmuyor musun?
Cenneti
arzuladığını söylüyorsun. O’na layık olmak için hangi amelleri işliyorsun?
Cehennemden
korktuğunu söylüyorsun. Seni cehenneme götürecek günahlardan kaçınıyor musun?
Ölümün
hak olduğunu bildiğin halde onun için hazırlanıyor musun? Şuan ölüme hazır
mısın?
Başkalarının
ayıplarıyla uğraşırken kendi ayıp ve kusurlarını unutuyor musun?
Allah’ın
nimetlerini yediğin halde acaba şükrünü hakkıyla yerine getiriyor musun?
Ölülerinizi
defnediyorsun. Fakat onlardan gerekli ibreti alıyor musun? (Taftazani, Ramazan Efendi 316)
Tüm
bunları ve bunun yanında yaşamımıza anlam katan şeyleri kendimize sorup bir
durum değerlendirmesi yapmak, bu mübarek gecelerin, ayların şuuruna varmak
demektir. Çoğu zaman günah lekeleriyle kirlenen kalplerimizi, yeniden
cilalayabilmek, temizleyip arındırabilmek için bugünleri bir fırsat bilmek
gerekir.
Bu
mübarek gün ve gecelerde tövbe, dua, niyaz ve istiğfarlarımızla kendimizi
affettirmeye ve Allah’a yaklaşmaya çalışmalıyız. Kendimiz, ailemiz, memleketimiz
ve insanlık için ellerimizi açıp, huzur için huzura durup dualar etmeliyiz.
Bu
duygu ve düşüncelerle Regaib kandili ve üç ayların Yüce Rabbimizin istediği
manada ihya edilmesini, değerlendirilmesini ve bu mübarek ayların başta
şehrimiz, ülkemiz, gönül coğrafyamız ve İslam dünyası olmak üzere tüm insanlığa
huzur getirmesini Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.
Turgut ERHAN
Batman Müftüsü